16 Eylül 2010 Perşembe

keşf i İskenderiye

                                                    


Keşf i İskenderiye gezim baştan ayağa bir hayal kırıklığı olmak ile birlikte yine de bahsetmeden geçemeyeceğim bir mevzuudur.  

İskenderiye şehrimiz, bilmektesinizdir ki böyle mistik cistik bir şehir. Şehir İskender tarafından kuruluyor ondandır ki İskenderiye ismini alıyor. Günümüzde varlığını sürdürmeyen ama eski çağlarda var olmuş dünyanın yedi harikasından biri olan İskenderiye Feneri ve yine artık malesef günümüzde bulunmayan içindeki önemli eserler ve mimarisi ile bilinen İskenderiye kütüphanesi ile meşhur bu şehrimiz. Başka da bişiycik yok. tırt bildiğiniz. Ben bu İskenderiye konusunda çok doluyum arkadaş. Hayatımının en büyük hayal kırıklığı oldu desem azcık abartmış olurum.Bana böyle Akdeniz iklimi , sokakta fenerler - gercekten - , şortla gezinen insanlar , deniz kenarında bar- cafe ler falan diye çağrışım yaptı yıllardır. Yapılacak iş değil di bu bana. Gittiğimizde kahireden nispeten daha az kirli apartmanlar, yol kenarında çarpık çurpuk cafeler , cuma günü olduğundan  - malum arap ülkerinde resmi tatil cuma - kendini deniz kenarına atmış binlerce evet binlerce arabic vatandaş gördük.Kahire den sonra Mısır ın en gelişmiş şehiri İskenderiye imiş efendim.İki şehir arası yaklaşık üç saat sürmekte , ama tatil günü olursa artabilir bu süre zira yollar cuma günü pek bi kalabalık.Sonra dinlenme tesisi olayı pek oturmamıs Mısır da.Bomboş arazi yahu değerlendirsenize ama yok. Bir iki tane tesis var , ondandır ki uzun tuvalet kuyruklarına hınca hınç dolu kafelere maruz kalıyorsunuz.

İskenderiye ye gidip, yapmadan dönersen yatacak yerin yok  ;

Yok öyle bir şey yauw. Deniz desen cuma - cumartesi zaten giremezsin. Sahil şeriti boyunca binlerce arabic vatandaş , şezlong olmaksızın sandalyeleriyle bütün sahili kaplıyor. Kalabalık olmasını bırakın , Sharm da ki güzelim denizden sonra, değil dalmak parmağınızı daldırmazsınız o suya.

oradaki karartı kendini denize atmış mısırlılar olmakta
                                                   

Kraliyet sarayı var.Mısır Kraliyet ailesinin yazlık sarayı burada. Güzel bir yapı. Görebilirsiniz.
Kraliyet yazlık sarayı
El- Mursi Abul Abbas Camii , görebilinecek yerlerden.

Bilirisiniz ki İskenderiye Kütüphanesi ile meşhur , resmini görmüşsünüzdür sahil kenarında güzel bir kütüphane imiş zamanında ama günümüze değin varlığını sürdürememiş tabii. Onu temsilen değişik bir mimari ile yeniden kütüphane yapmışlar. Tasarım ödüllü şahane bir yapı gerçekten. İşte o görülesi bir yer.

İskenderiye Kütüphanesi
                                           



İskenderiye



Benden günah gitti ;
- Kahire den İskenderiye ye cuma günü geçmeye kalkarsan , yollarda ziyan olursun.

- Cuma günü İskenderiye de denize girmeye kalkarsan , zai olursun.

- İskenderiye de bazı aklı üstünler gibi fener vs görmeyi beklersen , gülünç olursun.

- Girdiğin Mcdonalds - KFC de İstanbulda ki tadı aramaya kalkarsan , hataya düşersin. Yiyemezsin , aç gezersin.

p.s Mısır ile ilgili genel bilgileri Sharm yazımda vermiş idim.
p.s 2 Fotoğraflı desteğinden arkadaşım Nöğran ın gözlerinden öperim.
ps. 3 Elbette kişiye göre değişir bu işler de , ben İskenderiye yi pek beğenemedim dostlar. Hayır bana bir şey yapmadı ama gözümde büyüttüğüm ihtişamlı bir şehirdi.Böyle kleopatralar fener ler falandı - bakın yine fener diyorum, çok  içimde kaldı - ama bulamadım aradığımı.

Bitti.

2 Eylül 2010 Perşembe

keşf i Cairo



Sharm dan 6 sa. süren otobüs yolculuğumuz ile Kahire ye vardık. Kahire il sınırına varmak bir şey değil de , şehirin kapısından itibaren başlayan trafik çok bir şey. Ne İstanbul u  Ne Londrası. Ben böyle trafik görmedim. Görmek istemedim. Sharm da ki o beyaz binaların yerini pis tozdan gözükmeyen gri hatta siyaha kaçan binalar aldı. Tamam ikliminden , tamam kum fırtınalarından , tamam nemden de siz arabic insanlar hiç mi cam silmezsiniz ? binayı akça pakça yapın demiyorum ama arada bir camlarınızı silin de dısarıda ki dünyayla tanışın. Valla annem iyi ki gelmemiş, kaptığı gibi cam bezini yukardan aşşağı bulduğu her cama yapışır, siler, kurulardı.


Keşf i Sharm yazımda Mısır ile ilgili genel bilgileri zaten vermiştim.yine vermemin bence bir manası yok. üşenmeyin onu da okuyun.




Cairo ilen ilgili ;


- Nufusu 10 milyonu aşkın bir kent , çok kalabalık. Dahası buna dışarıdan çalışmaya gelenler , biz sevgili turistler de eklenince görün siz curcunayı.


- E benzin , mazot ucuz. Nufusun yarısının iyi kötü arabası olsa ve şehire bağlanan 2 ana yol varsa düşünün siz nasıl olur oradaki trafik. Ben trafik işareti,  levhası görmedim.Gördüm diyenin de alnını karışlarım. Hiçbirşey  yok , sellektör yok , far kullanılmıyor. Herkes kafasına göre bir yerden giriyor , başka yerden çıkıyor.  E nasıl anlaşıyorlar trafikte derseniz. Sürekli korna çalıyorlar. İletişime geçme anlayışları bu. Öyle bir korna akışı var ki gece 3 te sizi uykudan uyandırıp , camdan küfür ettirecek kadar.


daaat daaaaat !


- Sharm a göre taciz , hırsızlık olaylarının daha sık yaşandığı bir şehir. Arka sokaklarda neler oluyor durumu. Dikkatli olmak lazım , mümkünse sürüden kopmamak lazım.


-Otellerin pek çoğu piramit manzaralı , tercihinizi o yöne bakan odalardan kullanmanızı tavsiye ederim. Sabah uyanıp da piramit e karşı gerinmek ayrı bir haz vermişti bizzat bana.


piramit manzaralı oda


- Eger mevsimine denk gelirseniz yöresel düğün görme olasılığınız da çok yüksek. Abartılı parlak gece kıyafetlerinin içine uzun kollu badi giymiş kadınlar göreceksiniz. Şaşırmayın.Düğünler 12 ye doğru hatta 12 den sonra başlıyor. İşte ben buna çok şaşırdım. Evde kalmış mahalle kızı edasıyla  "e ne zaman gerdeğe giriyor bunlar dedim " yanıt bulamadım.


- Kahire de beni en çok etkileyen ,hatta sarsan "Ölüler Şehiri" idi. "ölüler şehri" kahire'nin mezarlıkların üstüne yapılanmış bir ilçesi. Şöyle bir hikayesi var ;ölümden sonra ki hayat Mısır inancında çok öenmli bir yerde.Bu yüzden maddi durumu iyi olan mezarlarını ev şeklinde yaptırıp ölümden sonraki hayatında ihtiyacı olacağını düşündüğü eşyaları da o eve gömerrmiş. E böyle yapıla yapıla ölülere ait bir sürü içi eşya dolu ama boş ev türemiş yıllarca. Hırsızlar da kendilerine buraları gözde bilerek,bir çeşit soyma sektörü oluşturmuşlar.Akabinde soygunculardan bu evlerdeki eşyaları korumak için bekçilere ihtiyaç duyulmuş. böylelikle altı ölülerin ölümden sonraki yaşamlarında kullanmaları için yapılmış evler, üstü de mezar bekçilerinin ve  ailelerinin ölümden önceki yaşamlarında kullanmakta olduğu evler olan bir kent oluşmuş. Sonuç olarak altta ölülerin üstte canlıların yaşadığı evlerden oluşan tuhaf bir ilçe oluşmuş.Bu ilçenin nüfusu ise 2 milyon. Açılan gözlerinizi görür gibiyim adeta.



ölüler şehri


- Nil nehrinin çevresinde büyük binaların , ışıltılı gökdelenlerin olduğu bir bölge var. Gece hayatı da hareketi de orada Kahire nin. Bir yanında Ölüler şehri bir yanında gökdelenlerin gökyüzünü delmesi , insana "bu ne yaman çelişki anne" dedirtiyor.


- Elbette ki piramitlere gideceksiniz.Küçük piramit Kefren e girmek 30 pound , Büyük Piramit Keops a girmek 100 pound. sıkışık , nemli bir geçitten girip odaya ulaşıyormussunuz ve odanın iinde hiçbirşey yokmuş. Lafın gelişi değil , gerçekten hiçbirşey yokmuş.Ben saflık yapıp girmedim içeri.Girenler de aynı kanıdaydı.Piramitlerin girişinde bilet alıyorsunuz o odalara girmek için.Başından karar vermeniz gerekiyor.yoksa yol yürürsünüz epey. Ayrıca orada develi ve devesiz olmak üzere amcalar var.İkisinden de uzak durunuz. Devesiz olanlar fotograf cekip ya da sizinle fotograf çekilip para istiyorlar.Develi olanlar da sizden istedikleri kadar parayı alıncaya kadar sizi deveden indirmiyorlar. Aman diyim.




- Eğer tur ile gitmişseniz sizi parfum esasnsı satan, gerçek papirüs satan dükkanlara götürecektir. Fiyatlar hayli şişkin. Ben Mısır ekonomisini canlandırmak istiyorum derseniz.Durmayınız , Alınız. Lakin daha aşşağı kalitedeyer yer belki de aynı kalitede ki parfüm ,papirüsleri Kahire nin bir nevi çarşısı  Khan El Khalily' de  çok daha ucuza bulabilirsiniz.


papirüs çü






-Ülkede iki tip taksi var.biri döküntü olanlar diğeri beyaz afiili duranlar. Beyaz lar da taksimetre var döküntülerde yok.ondan mutlaka binmeden pazarlığınızı yapın. Ayrıca neydi Mısır için altın kuralımız 30 pound ise 30; 50 pound ise 50 pound veriyoruz. Öyle bol bol vermek yok.Hadi vermek durumunda kaldın diyelim.Önce para üstünü al eline ondan sonra ver paranı.


Cairo ya gidip yapmadan dönersen yatacak yerin yok ;


- E  demeye gerek yok. Giza Piramitleri ve sfenksleri göreceksinizdir. Piramit bölgesine gittiğinizde orada piramitin taşları üstünde , efendime söyleyeyim yanında yöresinde fotoğraf çekilen onlarca turistden biri olacaksınız. En son sizi piramitlerin uzaktan göründüğü bir yere götürüyorlar.Orada piramitin ucunu tutmak, altına elini sokmak şeklinde şebek fotoğraflar çekiliyorsunuz. Yalnız gezerken yukarıda bahsettiğim uyarıları dikkate alacağınızı ummaktayım.Onun dışında rehberiniz size Ramses den başlayııp ; koca mitolojiyi anlatacaktır. Vay anasını ne entrika çevirmişler diye düşünmemek elde değil.


- Sfenks in yanında fotograf çektirin , Bülent Ersoy ile Mısır Hatırası diye arkadaşlarınız espri yapsın. Gülün , Güldürün.


sfenks


- Nil nehri özellikle akşam çok güzel gözüküyor. Üzerinde büyük gemi restaurant lar var. Kimisi seyir halinde kimisi ise sabit. Orada yemek yiyip bir şeyler içmelisiniz derim. Nereden bulucaksın bi daha Nil i di mi ama .

- Kahire Müzesi. British Museum da ne gördüysem aynını gördüm Kahire Ulusal Müzesinde. Hem British Müzesi klimalıydı da gezerken baygınlık geçirmemiştik. Gerçi siz bana bakmayın , gezin sömürün müzeyi. Mumya odasına falan girin. Gez gez bitmeyen bir yer. Bir bölümü vardı , Tutankhamun un eşine aldığı gerdanlıklar filan. Vitrinden sarı ,15 kilogram ağırlığında bir gerdanlık beğendim kendim için hatta da alacak birni bulamadım.


Kahire Ulusal Müzesi


- Parfüm esansı olayı meşhur Mısır da. Hani eskiden tapınakların duvarlarına yazarlarmış ya. İşte deli gibi üretip yurt dışına gönderiyorlarmış. İster lüks dükkanlardan - böyle cicili bicili cam şişeleri vardı.içim gitti- ister kahire nin çarşısından bir miktar edinin derim. Hediyelik ne alıcaksanız da merkezde ki çarşıdan Khan El Khalily'dne  pazarlıkla satın alabilirsiniz. Özellikle küçük piramitler , temsili mısır magnetleri, anahtarlıklar ideal. Toplu alış veriş yaparsanız fiyatı yarıdan bile aza indirebilirsiniz.

Benden günah gitti ;

- Trafiği göz arda ederek plan yaparsan, yolda kalırsın.

- Sürüden ayrılır , özgür ruh tribinde kahire sokaklarında gezersen , kurda yem olursun.

- Piramit manzaralı odaya yerleşmezsen , diğerlerine özenirsin.

- Ölüler Şehri nin yanından yöresinden geçmez , oraları göremezsen ; çok şey kaçırırsın.

- Piramitlerde ki firavun odasına girersen , pişman olursun.

- Hediyelik eşyalarını Khan El Khalily'de  sıkı bir pazarlıkla satın almazsan , para yetiştiremezsin.

- Develi adamaların , devesine binersen ; "yok deve" denecek durumlara kurban olursun.

- Fazla para verirsen , para üstünü göremezsin.

-Hediye parfüm , piramit i magnet almazsan , milletin diline düşersin.

- Kahire Ulusal Müzesini görmezsen , valla bana kalırsa bir şeycik olmaz da içinde ki kültür mantarı isyan eder.

p.s :Arkadaşım Nöğran ın fotoğraflı desteğinden ötürü gözlerinden öperim.

Bitti.